Necati Şaşmaz - Polat Alemdar





Tuesday, September 12, 2006

Polat Alemdar Yüzüğü Erkeği Bozar

Polat Alemdar yüzüğü takanlara uzmanların bir uyarısı var: Polat Alemdar yüzüğü taktığınızda karizmanız belki tamam olur ama ya onun neden olduğu sonuçlar? İşte uyarılar:

Kurtlar Vadisi'ne özenip Polat Alemdar yüzüğü takanlar dikkat! Kalın ve büyük yüzüklerin erkeği kısır yaptığı açıklandı.

Karizma tamam, ya sonucu?

Kurtlar Vadisi'nin kabadayısı Polat Alemdar'ın karizmasını tamamlayan yüzük, Türk erkekleri arasında moda oldu. Yüzük güzel ama, ucunda tehlike var! Belarus Üniversitesi'nin araştırmasına göre, kalın yüzük; takılan parmaktaki sinirlere baskı yapıyor. Baskı ise beyne giden iletileri bozup, kısırlığa neden oluyor.

Çarpıcı araştırma

Erkeklerin üreme organlarının da çalışmasını sağlayan sinirler, parmaklardan başlayıp cinsel organa ilerliyor. Yüzük, parmağı baskılayıp, elektrik devresinde arıza yapıyor. Arıza, cinsel organın işlevini bozuyor, iktidarsızlık ve kısırlığa yol açıyor.

Fazla takmayın

Gençler arasında çokça rağbet gören Polat Alemdar'ın büyük yüzüğü, erkekleri kısır olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.

Fiyatı 15-70 YTL arası...

Kurtlar Vadisi'nin kabadayısı Polat Alemdar'la özdeşleşen büyük ve taşlı yüzük, ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Gençler arasında büyük rağbet gören Polat yüzüğü, işportada 15 ila 70 YTL arasında satılıyor. Anadolu'da filmin oynadığı sinemalarda da satılan yüzük, Türk erkekleri arasında yeni bir moda başlatırken, sinsi bir tehlikenin habercisi. Belarus Üniversitesi'nin yaptığı son araştırmaya göre, günde 4 saatten fazla kalın yüzük takan erkekler, kısır olma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Sinirlere baskı yapıyor

Erkeklerın üreme organlarının sağlıklı olmasını sağlayan sinirler, yüzük parmağından başlayarak cinsel organa doğru ilerliyor. Bu nedenle de yüzük parmağında meydana gelen baskı, tüm sinirleri etkileyerek cinsel organın işlevini yerine getirememesine yol açıyor. Özellikle kalın yüzükler daha fazla baskı yaptığı için, riskli olduğuna dikkat çeken araştırmacılar, "Kısırlık riski, kalın yüzük veya alyansları günde 4 saatten fazla takan erkeklerde yüzük takmayanlara göre daha fazla" uyarısında bulundu.

Polat Alemdar
Takvim

Polat Alemdar Kimlikli Çete

RADİKAL - ANKARA - Ankara'daki 'Küre operasyonu'nda gözaltına alınan ve aralarında türkücü İbrahim Tatlıses'in korumalarının da bulunduğu 12 kişi polisteki sorgularının ardından, dün savcılığa sevk edildi. Polis, yakalanan şahısların 'kendilerine devlet görevlisi süsü vererek, haksız menfaat temin ettiklerinin ve çıkar amaçlı suç örgütü kurarak faaliyette bulunduklarının tespit edildiğini' kaydetti. Yakalananların üzerinden çıkan silahlarla sahte kimlikler de basına gösterildi. Şahısların üzerinden sahte TEDAŞ kimliğinin yanı sıra, 'Polat Alemdar' ve 'Tahir Kemal' (Uğur Yücel'in bir TV dizisinde canlandırdığı komiser) adına düzenlenmiş kimlikler de çıktı.

Necati Şaşmaz
Radikal

Polat Alemdar Sanal Cüneyt Ülsever Değil mi?

'POLAT ALEMDAR, SANAL MEHMET ALİ AĞCA DEĞİL Mİ?'

Cüneyt Ülsever: "Kurtlar Vadisi’nin son bölümünde Polat Alemdar ve dostlarını, yüce adalet önce idama mahkûm edip sonradan bu cinayetlerin vatanın bekası için işlendiğine karar vererek beraat kararı almadı mı?"

CÜNEYT ÜLSEVER'İN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Polat Alemdar, sanal Mehmet Ali Ağca değil mi?


MEHMET Ali Ağca’nın bayram sırasında salıverilmesi büyük şaşkınlık yarattı. Üstelik erken salıverilmesi için, hukuk ne der bilemem ama, kullanılan hesap mantığını normal insan aklı kabul etmedi. Bu hesaba göre iki cinayete birden niyetlenmek, tek cinayetten daha ucuza geliyor. İşlenen ikinci suç promosyon muamelesi görüp, işlenen diğer suçu "ucuza getiriyor".

Medya, vicdanın kabul edemediği bu durumu yerden yere vurdu.

Yine medya, Ağca’nın salıverilmesi sırasında lehine yapılan gösterileri de "küçük bir kalabalık" olarak tarif etti. Yani medyaya göre, toplum vicdanı büyük bir çoğunlukla "erken salıverilmeyi" hazmedemedi!

Ancak, benim aklım çok karıştı.

Zira, ortada büyük bir paradoks var!

* * *

Ağca’ya kızan toplum vicdanı Mehmet Ali Ağca’lara, Abdullah Çatlı’lara, Haluk Kırcı’lara vb. büyük benzerlikler gösteren sanal kahraman Polat Alemdar’ı ise büyük bir beğeni, hatta hayranlıkla izlemiyor muydu?

Kurtlar Vadisi gösterildiği her hafta seyirci rekoru kırmıyor muydu?

Medya, Polat Alemdar ve çetesini kutsamıyor muydu?

* * *

Kurtlar Vadisi’nin hepimizin nefesini tutarak izlediği son bölümünde tüm dizi boyunca durmadan, nefeslenmeden habire cinayet işleyen Polat Alemdar ve dostlarını, yüce adalet önce idama mahkûm edip sonradan bu cinayetlerin vatanın bekası için işlendiğine karar vererek beraat kararı almadı mı?

Hákim amca, Alemdar ve ekibinin öldürdüğü adamların "vatan haini" olduğuna nasıl karar verdi? Nasıl "meşru müdafaa"ya hükmetti?

Polat Alemdar’ın ifadesine dayandı! Başka delil ne aradı, ne sordu! "Siz kim oluyorsunuz, kimin hain olduğuna adalet karar verir!" demeyi aklından bile geçirmedi.

Bizler de Polat’ı bir vatan kurtaran kahraman olarak bağrımıza basmadık mı?

TV’lerde gösterilen fragmanlardan anladığımıza göre Polat Alemdar ve dava arkadaşları, 3 Şubat’ta Irak’a gidecekler ve bu sefer Amerikalılara hadlerini bildirecekler.

* * *

Peki kutsanan Kurtlar Vadisi’nde Polat’ı kurtaran ifade ile şu ifade arasında ne fark var?

"Malatya’dan akrabalarıyla gelen kardeş Adnan Ağca, İpekçi cinayetiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: ’Türkiye’de o dönemde binlerce insan öldü. Neden onların ismi ön plana çıkarılmıyor? İpekçi, kimlere hizmet ediyordu, onu sormak gerekiyor. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar devam ettiği sürece bazı insanların canı yanacak. Ağca’nın misyonu, insanlık, kardeşlik ve ezilen insanların arkasında olmaktı’."

* * *

Açıkça söylenmese dahi, ima yolu ve sorularla ifade edildiği üzere Ağca’lar, Çatlı’lar, Kırcı’ların "devlet adına" hareket ettiklerine, hatta kullanıldıklarına inanan insanlar çoğunlukta. Örneğin, Kenan Evren’in Almanya’da firari Abdullah Çatlı ile görüştüğü iddiaları hiçbir zaman tatmin edici cevap bulamadı.

Sanal kahraman Polat Alemdar da dizide "devlet adına" meşru müdafaaya başvurarak cinayetler işlediğini iddia etmiyor mu? İçeride "devletliler" tarafından özel ziyaretlere mazhar olmuyor mu?

Mehmet Ali Ağca tu kaka; ama sanalı kahraman!

Ağca’lar, Çatlı’lar, Kırcı’lar suçlu; ama diğerleri emekli "devlet büyüğü"!

Bana ortada büyük bir garabet var gibi geliyor.

Necati Şaşmaz
Cüneyt Ülsever

Polat Alemdar Sanal Cüneyt Ülsever Değil mi?

'POLAT ALEMDAR, SANAL MEHMET ALİ AĞCA DEĞİL Mİ?'

Cüneyt Ülsever: "Kurtlar Vadisi’nin son bölümünde Polat Alemdar ve dostlarını, yüce adalet önce idama mahkûm edip sonradan bu cinayetlerin vatanın bekası için işlendiğine karar vererek beraat kararı almadı mı?"

CÜNEYT ÜLSEVER'İN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Polat Alemdar, sanal Mehmet Ali Ağca değil mi?


MEHMET Ali Ağca’nın bayram sırasında salıverilmesi büyük şaşkınlık yarattı. Üstelik erken salıverilmesi için, hukuk ne der bilemem ama, kullanılan hesap mantığını normal insan aklı kabul etmedi. Bu hesaba göre iki cinayete birden niyetlenmek, tek cinayetten daha ucuza geliyor. İşlenen ikinci suç promosyon muamelesi görüp, işlenen diğer suçu "ucuza getiriyor".

Medya, vicdanın kabul edemediği bu durumu yerden yere vurdu.

Yine medya, Ağca’nın salıverilmesi sırasında lehine yapılan gösterileri de "küçük bir kalabalık" olarak tarif etti. Yani medyaya göre, toplum vicdanı büyük bir çoğunlukla "erken salıverilmeyi" hazmedemedi!

Ancak, benim aklım çok karıştı.

Zira, ortada büyük bir paradoks var!

* * *

Ağca’ya kızan toplum vicdanı Mehmet Ali Ağca’lara, Abdullah Çatlı’lara, Haluk Kırcı’lara vb. büyük benzerlikler gösteren sanal kahraman Polat Alemdar’ı ise büyük bir beğeni, hatta hayranlıkla izlemiyor muydu?

Kurtlar Vadisi gösterildiği her hafta seyirci rekoru kırmıyor muydu?

Medya, Polat Alemdar ve çetesini kutsamıyor muydu?

* * *

Kurtlar Vadisi’nin hepimizin nefesini tutarak izlediği son bölümünde tüm dizi boyunca durmadan, nefeslenmeden habire cinayet işleyen Polat Alemdar ve dostlarını, yüce adalet önce idama mahkûm edip sonradan bu cinayetlerin vatanın bekası için işlendiğine karar vererek beraat kararı almadı mı?

Hákim amca, Alemdar ve ekibinin öldürdüğü adamların "vatan haini" olduğuna nasıl karar verdi? Nasıl "meşru müdafaa"ya hükmetti?

Polat Alemdar’ın ifadesine dayandı! Başka delil ne aradı, ne sordu! "Siz kim oluyorsunuz, kimin hain olduğuna adalet karar verir!" demeyi aklından bile geçirmedi.

Bizler de Polat’ı bir vatan kurtaran kahraman olarak bağrımıza basmadık mı?

TV’lerde gösterilen fragmanlardan anladığımıza göre Polat Alemdar ve dava arkadaşları, 3 Şubat’ta Irak’a gidecekler ve bu sefer Amerikalılara hadlerini bildirecekler.

* * *

Peki kutsanan Kurtlar Vadisi’nde Polat’ı kurtaran ifade ile şu ifade arasında ne fark var?

"Malatya’dan akrabalarıyla gelen kardeş Adnan Ağca, İpekçi cinayetiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: ’Türkiye’de o dönemde binlerce insan öldü. Neden onların ismi ön plana çıkarılmıyor? İpekçi, kimlere hizmet ediyordu, onu sormak gerekiyor. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar devam ettiği sürece bazı insanların canı yanacak. Ağca’nın misyonu, insanlık, kardeşlik ve ezilen insanların arkasında olmaktı’."

* * *

Açıkça söylenmese dahi, ima yolu ve sorularla ifade edildiği üzere Ağca’lar, Çatlı’lar, Kırcı’ların "devlet adına" hareket ettiklerine, hatta kullanıldıklarına inanan insanlar çoğunlukta. Örneğin, Kenan Evren’in Almanya’da firari Abdullah Çatlı ile görüştüğü iddiaları hiçbir zaman tatmin edici cevap bulamadı.

Sanal kahraman Polat Alemdar da dizide "devlet adına" meşru müdafaaya başvurarak cinayetler işlediğini iddia etmiyor mu? İçeride "devletliler" tarafından özel ziyaretlere mazhar olmuyor mu?

Mehmet Ali Ağca tu kaka; ama sanalı kahraman!

Ağca’lar, Çatlı’lar, Kırcı’lar suçlu; ama diğerleri emekli "devlet büyüğü"!

Bana ortada büyük bir garabet var gibi geliyor.

Necati Şaşmaz
Cüneyt Ülsever

Akşam Gerçek Polat Alemdarla Konustu

İstanbul'da bir ambalaj atölyesinde işçi olarak çalışan 50 yaşındaki Polat Alemdar'ın Kurtlar Vadisi macerası geçen yıl başladı.

Arkadaşlarının adını çağrıştırdığı için 'Polat' diye hitap ettikleri Rum asıllı Panoyat Aranyadis, önce Şişli Müftülüğü'ne giderek Müslüman oldu. Tam bir Kurtlar Vadisi fanatiği olan Aranyadis, ardından Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne isimini 'Polat Alemdar' olarak değiştirmek için dava açtı. Panoyat'ın bu isteği mahkeme tarafından kabul edildi.

Alemdar, 'Hakim bile 'Kurtlar Vadisi'nden mi etkilendin, niye bu ismi istiyorsun?' diye sordu. Nüfus Müdürlüğü'ndekiler, Polat Alemdar ismini duyunca 'Tabii abi emrin olur, hemen hazırlarız nüfus kağıdınızı' dediler. Beni zaten 'Polat' diye tanıyorlardı. 'Alemdar da yakışır' dedik ve soyadını aldık' dedi. Gerçek Polat, Polat Alemdar olduktan sonra hayatında hem güzel, hem de kötü şeyler olduğunu belirterek, şunları anlattı:

Memati'yi gönderdim

'İsmimi duyan arıyor. En çok tehdit telefonlarına üzülüyorum. Arkadaşlarla Çiçek Pasajı'na gittik. Hesap geldi, nüfus cüzdanımı gösterip, şaka yollu 'Polat'tan hesap istemeye utanmıyor musun?' deyince garson 'ne parası abi buraya gelmeniz bile onur' dedi. Hesabı güç bela ödedik.' AKŞAM'a içini döken gerçek Polat Alemdar, vedalaşırken bir yandan da gülerek, 'İşten kovulursanız haber verin ha. Memati'yi gönderirim' demekten de geri kalmıyor.

Gül KİREKLO / İSTANBUL

AMBALAJ KONSEYİ

Dizideki Polat gibi şaşaalı bir hayatı olmadığını, ambalaj atölyesinde çalıştığını belirten Polat Alemdar, 'Kendi yağımızla kavruluyoruz işte. 35 senedir, ambalaj işinde çalışıyorum. İşyerindeki arkadaşlar benimle kafa buluyor. Hatta bizim de burada bir konseyimiz var. Ben 'Baron'um, Ömer Yılmaz arkadaşımız 'Halo', Erkan Bayraktar arkadaşımız 'İplikçi', Kerem Aslı arkadaşımız 'Memati', Aziz Ünal arkadaşımız ise 'Avukat Nizamettin' oluyor' dedi.

Necati Şaşmaz
Akşam Gazetesi

Polat Alemdar Gibi Olmak İstiyordum

"Polat Alemdar gibi olmak istiyordum. Birini vurmam gerekiyordu"
Muhammet KAÇAR/FINDIKLI (Rize), (DHA)

RİZE'nin Fındıklı İlçesi'nde, silahlı saldırıya uğrayarak ağır yaralanan İstanbul Barosu avukatlarından Cihan Eren'in, kendisini silahla yaralayan Serhat Karadeniz'in de daha önce avukatlığını yaptığı ortaya çıktı. Zanlı Serhat Karadeniz'in daha önce çevresindekilere meşhur olmak için birini vuracağını söylediği, ancak psikolojik rahatsızlığı nedeniyle ciddiye alınmadığı bildirildi. Bu arada saldırının Eren'in karşı çıktığı Karadeniz Sahil Yolu yapımıyla ilgisinin olup olmadığı araştırılırken, dün Bölge İdare Mahkemesi'nin kararıyla bilirkişi heyetinin bu yol güzergahında yaptığı keşife avukat Eren vurulduğu için katılamadı.

18 Nisan günü, Fındıklı İlçesi'nde saat 12.30'da meydana gelen olay şöyle gelişti: İstanbul Barosu avukatlarından 60 yaşındaki Cihan Eren, kendisine ait 34 AL 8800 plakalı cipin arka koltuğunda, marketten alışveriş yapmaya giden şoförü Bülent Süer'i beklerken, daha önce psikolojik tedavi gördüğü belirlenen 25 yaşındaki Serhat Karadeniz'in silahlı saldırısına uğradı. Karadeniz, cipin kapısını açarak iki el ateş etti ve olay yerinden kaçtı. Kurşunlardan birinin karnına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Avukat Cihan Eren, önce Ardeşen, daha sonra da Rize Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bağırsaklarının parçalandığı anlaşılan Eren, Trabzon'daki KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne sevkedildi. Halen yoğun bakım ünitesinde tutulan Eren, hayati tehlikeyi atlatamadı.

POLAT ALEMDAR OLACAKMIŞ

Olay gecesi saat 22.00 sıralarında Fındıklı'nın Aksu Mahallesi'ndeki evinde yakalanan Serhat Karadeniz, dün çıkarıldığı mahkemece adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan tutuklandı. Karadeniz'in ifadesinde, "Kurtlar Vadisi'ndeki Polat Alemdar gibi birisi olmak istiyorum. Bunun için ünlü birini öldürmem gerektiğine karar verdim. Fındıklı'daki en ünlü kişinin Cihan Eren olduğunu düşündüm ve bir süre takip ettikten sonra kurşunladım'' dediği öğrenildi.

SORUŞTURMA GENİŞLETİLDİ

Fındıklı Cumhuriyet Başsavcılığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü, Serhat Karadeniz'i azmettiren kişi ya da kişiler olup olmadığının belirlenmesi için soruşturmayı derinleştirdi. Yapımı süren Karadeniz Sahil Yolu inşaatının Fındıklı'nın Aksu Mahallesi'ndeki plajları yoketmesine karşı yürüttüğü çalışmalarla tanınan ve mahalle halkını örgütleyerek kısa süre önce plajda bir eylem yapılmasını da sağlayan Avukat Cihan Eren'in, bu nedenle öldürülmek istendiği iddialarının doğru olup olmadığı da soruşturma kapsamında araştırılıyor.

SİT KURULU KARARINA İTİRAZ ETMİŞTİ

SİT Kurulu, Karadeniz Sahil Yolu' nun, 3'üncü derece SİT alanı olan Fındıklı'nın Aksu Mahallesi sahilinden geçişine yaklaşık 5 ay önce `üstün kamu yararı' olduğu gerekçesiyle olumlu rapor vermiş, ancak Avukat Cihan Eren bu karara Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'nde itiraz etmişti.

KEŞİF YAPILDI

Trabzon Bölge İdare Mahkemesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ve Karayolları görevlilerinden oluşan bir heyet, Cihan Eren'in itirazını değerlendirmek için bugün, Eren'in villasının da bulunduğu Fındıklı'nın Aksu Mahallesi sahilinde keşif yaptı. Eren kurşunlanmasaydı, bugünkü keşife katılacaktı.

BİRİNİ VURACAĞIM DEDİ KİMSE İNANMADI

Cihan Eren'in şoförü Bülent Süer, olaydan sonra Serhat Karadeniz'i korkutmak için havaya 3 el ateş ettiği için bugün Fındıklı Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verdi. Süer, "Serhat Karadeniz'in babası, Cihan Bey'in samimi arkadaşıdır. Serhat daha önce çevresindekilere, meşhur olmak için birini vuracağını söylemiş ama psikolojik rahatsızlığı bulunduğu için kimse onu ciddiye almamıştı. Yaklaşık 4 yıl önce bir işyerine girerek çevreye ateş etmişti. O zaman Cihan Bey, komşusu olduğu için Serhat Karadeniz'in de avukatlığını yapmıştı. Cihan Bey Serhat'ı severdi. Bu olayın sahil yolu ile hiçbir bağlantısı olamaz'' dedi.

VALİ: SALDIRININ YOL İLE İLGİSİ YOK

Rize Valisi Enver Salihoğlu da, Cihan Eren'in ağır yaralandığı silahlı saldırıdan büyük üzüntü duyduklarını belirterek, "Konu yargıya intikal ettiği için fazla birşey söylemek doğru olmaz. Ancak edindiğimiz bilgiye göre, saldırgan şöhret olabilmek için böyle bir hareketi gerçekleştirmiş. Bu olay tamamen, televizyon dizilerinden etkilenerek gerçekleştirilmiş kişisel bir eylemdir. Sahil Yolu ile ilgisi yok. Cihan Eren'e acil şifalar diliyoruz. Olaydan büyük üzüntü duyduk'' diye konuştu.

Necati Şaşmaz
lazuri.com

Necati Şaşmaz Reklam Filmi İçin 2 Milyon Dolar Alacak

Polat Alemdar'a reklam anlaşması karşılığında tam 2 milyon dolar! Ancak bir şartla!

Kurtlar Vadisi'nin Polat'ı Necati Şaşmaz'a 2 milyon dolar veren Crispino firmasının Şaşmaz'a bir şartı var. İşte o anlaşma!
Erkek giyim markası Crispino reklam anlaşması yaptığı Kurtlar Vadisi'nin Polat'ı Necati Şaşmaz'a 2 milyon dolar verdi. Şaşmaz'a başka marka yasak!.

Tüm koleksiyonunu yenileyip kadın giyimine de giren Akdaş Group'a bağlı Crispino, 2 yıllık reklam anlaşması yaptığı Necati Şaşmaz'a 2 milyon dolar, manken Nefise Karatay'a ise 400 bin dolar ödeyecek. TAKVİM'in sorularını cevaplandıran Akdaş Group Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Akdaş, Şaşmaz'ı Anadolu'ya hitap eden Crispino markasıyla uyum sağladığı için seçildiğini söyledi. Genel Müdür Fatih Akdaş ise şu açıklamayı yaptı: Anlaşmanın bütçesi 9 milyon dolar. Fotoğraf çekimleri için Armani, Gucci gibi markaların fotoğrafçıları geldi. Eylül'ün ilk haftasında reklamlar başlayacak. Crispino olarak 12'si yurtdışında 67 mağazamız var. 6 ay içinde 12 prestij mağazası daha açacağız. Amacımız global bir marka olmak. 1,5 yılda bin 500 istihdam açtık. 10 yıl içinde 5 bin çalışana ulaşmayı hedefliyoruz."

Necati Şaşmaz
Polat Alemdar

Polat Alemdar'a Karşı Jack Bauer

Amerikalılar "Kurtlar Vadisi"ne tepki gösterdiğinde Türkler "Ama sizinkiler de yapıyor" demişti.
Kastedilen "24"tü.
Ben diziyi hiç kaçırmayanlardanım.
24, geçen sene yeni bölümlerinde "Türkleri terörist gibi gösterdiği için" Türkiye'de yayından kaldırılmıştı. Hatta bu yüzden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, diziyi ABD'li meslektaşına şikâyet etmişti.
Neyse ki CNBC-e buna kulak asmayıp "birkaç tercüme müdahalesiyle" pazar gecesi diziyi yeniden yayına koydu.
Peki iki ülkeyi polemiğe sokan iki dizi arasında benzerlik var mı?
Bence var.
"Kurtlar"ı biliyorsunuz; bilmeyenler için kısaca "24"ten bahsedeyim.
Dizi, Amerikan anti-terör biriminin (CTU) teröristlerle yürüttüğü mücadeleyi konu alıyor. Kahramanımız Jack Bauer, daha önceki serüvenlerinde teröristlerin yerleştirdiği nükleer bombalarla, biyolojik silahlarla uğraşmıştı. Bu bölümde de yine "Ortadoğu kökenli" bir terör örgütünün rehin aldığı ABD Savunma Bakanı ile kızını kurtarmaya çalışıyor.
***
Benzerlik şurada:
Nasıl Kurtlar Vadisi'nin tüm Amerikalıları "sadist" ise, 24'ün tüm Ortadoğuluları da "terörist"...
Dizide Bakan'ı kaçıran örgütün lideri Sherek, İstanbul'daki bombalama eylemlerini de düzenlemiş. Sherek'e ABD'de yaşayan Müslüman bir aile yardımcı oluyor. Ailenin oğlu "Behruz", "dünyanın kaderini değiştirecek bir eylem" için örgüte kuryelik yapıyor.
Örgüt, Türkiye'deki bir sunucudan gönderdiği virüsle, interneti çökertecek bir saldırıya girişiyor. Saldırıda "bir Ortadoğu dili"nden kodlar kullanılıyor. (Yüksel Aytuğ'un dünkü yazısından öğrendiğimize göre dizinin orijinalinde "bu dilin Arapça, Türkçe ya da İbraniceye benzediği" belirtildiği halde, bizim yayında bu ifade "düzeltilmiş")
Elbette Kurtlar'ın karikatür tiplemelerine karşın burada daha derin işlenmiş karakterler ve bir saniyeyi boşa harcamayan müthiş bir olay akışı var. 24, mesajını Kurtlar kadar kaba saba bir tondan değil, daha ince diyaloglarla veriyor. Ama mesaj aynı mesaj... Kaçırılan Bakan'ın barışsever oğluna söylediği gibi:
"Amerika tehdit altında... Barış gösterilerinin, kafa karıştıran belgesellerin sırası değil. Güvenliğimiz her şeyin üstünde..."
***
Gelelim kahramanlarımıza...
Polat Alemdar'ın nemrutluğuna karşın, Jack Bauer sıcak, duygulu bir adam. Polat gibi "aseksüel" de değil; ilişkileri var; seviyor, hüzünleniyor, acı çekiyor.
Ama bunun ötesinde aynılar:
İkisi de kontrgerilla eğitimi almış.
İkisi de gözü pek, attığını vuran, iyi dövüşen adamlar...
İkisi de otoritenin aczine, yöneticilerinin pasifliğine, güvenlik birimleri arasındaki eşgüdümsüzlüğe öfkelenip inisiyatif alıyor ve tek başına mücadeleye girişiyor. Gereğinde müthiş acımasız olabiliyorlar.
Polat, askerin başına çuval geçirilmesine tepkisiz kalanlara kızıp Kuzey Irak'ı basıyordu.
Bauer, ABD tehdit altındayken eldeki tek zanlının aciz amirlerce "hukuka uygun" sorgulanmasına kızıyor. Sorgu odasını basıp zanlının bacağına sıkıyor kurşunu, alıyor bilgiyi... Seyirciye şahinliği onaylatıp "Bu bela anca böyle, yargısız infazla defedilir" dedirtiyor.
***
Ciddiye almazsanız, Alemdar'la Bauer'in çekişmesi "Dünyayı Kurtaran Adam" tadında, eğlenceli bir düello...
Ama ciddiye alındığını görünce ürperiyor insan...

Polat Alemdar - Necati Şaşmaz
Can Dündar

Polat Alemdar'a Karşı Jack Bauer

Amerikalılar "Kurtlar Vadisi"ne tepki gösterdiğinde Türkler "Ama sizinkiler de yapıyor" demişti.
Kastedilen "24"tü.
Ben diziyi hiç kaçırmayanlardanım.
24, geçen sene yeni bölümlerinde "Türkleri terörist gibi gösterdiği için" Türkiye'de yayından kaldırılmıştı. Hatta bu yüzden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, diziyi ABD'li meslektaşına şikâyet etmişti.
Neyse ki CNBC-e buna kulak asmayıp "birkaç tercüme müdahalesiyle" pazar gecesi diziyi yeniden yayına koydu.
Peki iki ülkeyi polemiğe sokan iki dizi arasında benzerlik var mı?
Bence var.
"Kurtlar"ı biliyorsunuz; bilmeyenler için kısaca "24"ten bahsedeyim.
Dizi, Amerikan anti-terör biriminin (CTU) teröristlerle yürüttüğü mücadeleyi konu alıyor. Kahramanımız Jack Bauer, daha önceki serüvenlerinde teröristlerin yerleştirdiği nükleer bombalarla, biyolojik silahlarla uğraşmıştı. Bu bölümde de yine "Ortadoğu kökenli" bir terör örgütünün rehin aldığı ABD Savunma Bakanı ile kızını kurtarmaya çalışıyor.
***
Benzerlik şurada:
Nasıl Kurtlar Vadisi'nin tüm Amerikalıları "sadist" ise, 24'ün tüm Ortadoğuluları da "terörist"...
Dizide Bakan'ı kaçıran örgütün lideri Sherek, İstanbul'daki bombalama eylemlerini de düzenlemiş. Sherek'e ABD'de yaşayan Müslüman bir aile yardımcı oluyor. Ailenin oğlu "Behruz", "dünyanın kaderini değiştirecek bir eylem" için örgüte kuryelik yapıyor.
Örgüt, Türkiye'deki bir sunucudan gönderdiği virüsle, interneti çökertecek bir saldırıya girişiyor. Saldırıda "bir Ortadoğu dili"nden kodlar kullanılıyor. (Yüksel Aytuğ'un dünkü yazısından öğrendiğimize göre dizinin orijinalinde "bu dilin Arapça, Türkçe ya da İbraniceye benzediği" belirtildiği halde, bizim yayında bu ifade "düzeltilmiş")
Elbette Kurtlar'ın karikatür tiplemelerine karşın burada daha derin işlenmiş karakterler ve bir saniyeyi boşa harcamayan müthiş bir olay akışı var. 24, mesajını Kurtlar kadar kaba saba bir tondan değil, daha ince diyaloglarla veriyor. Ama mesaj aynı mesaj... Kaçırılan Bakan'ın barışsever oğluna söylediği gibi:
"Amerika tehdit altında... Barış gösterilerinin, kafa karıştıran belgesellerin sırası değil. Güvenliğimiz her şeyin üstünde..."
***
Gelelim kahramanlarımıza...
Polat Alemdar'ın nemrutluğuna karşın, Jack Bauer sıcak, duygulu bir adam. Polat gibi "aseksüel" de değil; ilişkileri var; seviyor, hüzünleniyor, acı çekiyor.
Ama bunun ötesinde aynılar:
İkisi de kontrgerilla eğitimi almış.
İkisi de gözü pek, attığını vuran, iyi dövüşen adamlar...
İkisi de otoritenin aczine, yöneticilerinin pasifliğine, güvenlik birimleri arasındaki eşgüdümsüzlüğe öfkelenip inisiyatif alıyor ve tek başına mücadeleye girişiyor. Gereğinde müthiş acımasız olabiliyorlar.
Polat, askerin başına çuval geçirilmesine tepkisiz kalanlara kızıp Kuzey Irak'ı basıyordu.
Bauer, ABD tehdit altındayken eldeki tek zanlının aciz amirlerce "hukuka uygun" sorgulanmasına kızıyor. Sorgu odasını basıp zanlının bacağına sıkıyor kurşunu, alıyor bilgiyi... Seyirciye şahinliği onaylatıp "Bu bela anca böyle, yargısız infazla defedilir" dedirtiyor.
***
Ciddiye almazsanız, Alemdar'la Bauer'in çekişmesi "Dünyayı Kurtaran Adam" tadında, eğlenceli bir düello...
Ama ciddiye alındığını görünce ürperiyor insan...

Polat Alemdar - Necati Şaşmaz
Can Dündar

Vikipedi'de Polat Alemdar

Polat Alemdar, Kurtlar Vadisi isimli dizide Necati Şaşmaz'ın canlandırdığı baş karakterdir. Dizide aynı zamanda Ali Candan ve Efe Karahanlı isimlerine de sahiptir.
Uyarı: Yazının devamı, eserin konusu hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir.

Polat Alemdar aslında Kurtlar Konseyi Baronu'nun oğludur ve bebek iken istihbaratçı Aslan Akbey tarafından kaçırılarak evlatlık olarak Ömer - Nazife Candan ailesinin yanına verilmesini sağlamıştır. Amacı üniversite sonrası hariciyeci olarak dünyanın çeşitli yerlerinde çalıştırdığı Polatı Türk mafyasının arasına sızmasını sağlayarak, bu örgütlerin dış bağlantılarının tepesindeki insanlara ulaşmaktır. Süleyman Çakır, Abdülhey, Memati ve Güllü Erhan'dan oluşan bir yakın arkadaş grubu vardır.

Dizide Polat Alemdar, Dünya Baronu tarafından Baronluğa kadar yükseltilmiş, hatta Fuad Sinyora'ya suikast düzenlemesi için dahi Suriye'ye gönderilmiştir.

Karakterin Erol Evcil'i ya da Abdullah Çatlı'yı temsil ettiği düşünülmektedir.

Polat Alemdar - Necati Şaşmaz
vikipedi

Saflara Hoşgeldin Polat Alemdar

"Kurtlar Vadisi Irak" Türk sağının Amerika'dan kopuşunun müjdecisi
Saflara hoş geldin Polat Alemdar !

Rambo-Abdullah Çatlı kırması kahraman Polat Alemdar, yıllardır Amerikan saflarındaki Türk sağını "Kahrolsun Amerika" pankartının altına taşıyor. "Kurtlar Vadisi Irak", sadece yenilmişlik duygusunu gideren bir yara bandı değil, aynı zamanda Türkiye sağının yeni safının habercisi...

Nihayet bizim de bir Rambo'muz oldu. Aynı onun gibi gözüpek ve atak... Onun gibi devlet tarafından yetiştirilmiş, özel eğitimden geçirilmiş. Attığını vuruyor. Rambo gibi az konuşuyor ama konuştu mu lafını esirgemiyor.
Rambo Vietnam'a gidip esir alınan Amerikan askerlerini kurtarırdı, Polat Alemdar Irak'a gidip aşağılanan Türk askerlerinin öcünü alıyor.
İşin ilginç yanı "kahraman Polat Alemdar ", Rambo'dan ve Hollywood'dan öğrendiği bu numaraları, onların anavatanı Amerika'ya karşı kullanıyor.
Yani "kötü Amerikalılar"ı kendi silahlarıyla vuruyor.

Tarkan'dan Polat Alemdar 'a
"Kurtlar Vadisi Irak"ı izlerken gençliğimde "Kahpe Bizans"ı kılıçtan geçiren Tarkan filmlerinin hazzını aldım.
"Amerikan gavuru", günahsız Iraklılara acımasızca işkence yapıp çoluk çocuk demeden kurşunlarken yan koltuğumda oturan yaşlı teyze "Allah belanızı versin. Tüh vicdansızlar" diye söylenerek ortalama Türk insanının tepkisini veriyordu.
Polat Alemdar tek başına zalim Amerikan ordusunu dize getirdikçe salonumuz çocukken Yılmaz Güney filmlerinde yaptığımızı yaptı ve bu zaferi alkışlarla karşıladı.

Yara bandı
Amerikan aksiyon filmlerinin dinamik temposu ve tekniğiyle Tarkan filmlerinin hamasetini ustaca yoğuran film soluk soluğa izleniyor.
Ancak başarısının sırrını bu sürükleyicilikten ziyade, son bir yılda içine düşürüldüğümüz yenilmişlik duygusunda aramalı...
Amerikalılar ulusal kırmızı çizgilerimizi silip bir de Süleymaniye'de kafamıza o çuvalları geçirdiğinden beri ezik bir ruh haliyle geziniyoruz.
Ne savaşa girer gibi yapıp girmemiş oluşumuz ne "Biz de onların komutanını donuna kadar soyduk" türünden üste çıkan palavralarımız bu ruh halini onarmaya yetti.
Ama şimdi Polat Alemdar, Irak'ta çuvallamamıza ilaç gibi gelecek bir yara bandı sunuyor bize...
Senaryo, toplumdaki anti-Amerikan hissiyata da birebir denk düşüyor.
Nihayet gerçek hayatta yapamadığımızı filmde yaptık:
Amerikalıların başına çuval attık.
Üç kişiyle ordularını dağıttık.
Sam Amca'nın göğüs kafesini yardık.
Ve filmin galasında Amerikan askerlerine uşaklık yaptırdık.
İntikamımızı aldık.
Rahatladık.

İkame kahraman
Film Ortadoğu'ya ihraç edilirse Arap dünyasında büyük seyirci bulabilir ve Polat oradaki ezik ruhlular için de ideal bir kurtarıcı kahraman olabilir.
Bu Irak'taki durumu düzeltmez tabii ama ruhumuzu ferahlatır.
Sinemanın yarattığı hayal dünyasının bir faydası da budur.
Gerçek hayatta yapamadığımız dayılanmayı perdede görmek yenilmişliğin acısını hafifletir.
Eh, onca aşağılanmadan sonra toplumların bu afyona da ihtiyacı vardır.


Sam aynı Sam, Polat Alemdar niye değişti?
Tarihsel açıdan bakarsanız "Kurtlar Vadisi Irak"taki asıl yenilik, Polat Alemdar'ı Amerikan karşıtı saflarda görmemiz.
Malumunuz, Polat'ın ataları 1960'larda sokaklarda "Amerikalı
evine dön" diye yürüyen öğrencilerin üzerine "Komünistler Moskova'ya" diye bağırarak saldırmış, ateş açmışlardı.
Türkiye'nin en büyük öğrenci eylemlerinden biri 1968 yazında, Amerikan 6. Filosu'nun ziyaretinde yapılmıştı ve orada "Bağımsız Türkiye" sloganıyla yürüyenlerin üzerine açılan ateşle Vedat Demircioğlu öldürülmüştü.
Filmin kötü adamı Mr. Sam Marshall'ın da isabetle hatırlattığı gibi "Amerika, anti-komünist mücadele için Polat Alemdar gibileri beslemiş, palazlandırmıştı."
Onu bırakın, "Polat'ın çalıştığı" Özel Kuvvetler, Amerikan parasıyla kurulmuş ve her yıl finanse edilmişti.
Ama gün oldu, filmdeki Sam gibi Sam Amca da "Artık size ihtiyacımız yok" deyiverdi.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.

Nereden nereye?
1950'lerde Marshall yardımı getiren gemileri törenlerle karşılayan Türkiye şimdi "büyük şeytan"a isim diye takıyor Marshall'ı...
1960'larda İstanbul'u ziyaret eden Amerikan askerleri için kerhane duvarlarını boyatanlar şimdi Iraklı dul, zalim Amerikalının kalbini deşince alkış tutuyor.
Polat Alemdar işgalcilerle sosyalist jargonla konuşuyor, "Amerikan askerlerinin patronu Amerikan kapitalizmi değil mi?" diyor.
Amerika mı değişti?
Hayır. Vietnam'dan beri
Sam aynı Sam...
Lakin 11 çuval, Türk sağına 50 yılda anlatılamayanı anlatıverdi.
1960'larda boyanan kerhane duvarları nasıl Türk-ABD yakınlaşmasının fotoğrafı olarak hafızalara kaydolduysa, sanırım "Kurtlar Vadisi Irak" da Türk sağının Washington'dan kopuşunun simgesi olarak tarihe geçecek.


Polat Alemdar, Çatlı mı?
Dizideki Polat Alemdar'ı ayrı değerlendirmek lazım. Ama filmdeki Polat Alemdar, hiç kuşkusuz Abdullah Çatlı'yı akla getiren bir karakter olarak çizilmiş.
Gökçen Çatlı'nın babasıyla ilgili anılarını okursanız ("Babam Çatlı", Gökçen Çatlı, Timaş, 2000) Çatlı ve arkadaşlarının bir dönemki eylemlerinin benzer şekilde değerlendirildiğini görürsünüz.
Çatlı da "devlet tarafından özel olarak işe alınıp yetiştirilmiş, milleti ve devleti için her türlü tehlikeyi göze almış, gerekirse cinayet işlemiş, sonra yurtiçi ve yurtdışında sayısız operasyonlara katılıp ülke menfaatleri için çalışmış bir kahraman" olarak tarif ediliyor.
Şu farkla ki, Çatlı'nın 1970'lerde ölüm emrini verdiği ve evlerinde boğazlanarak öldürülen yedi TİP'li genç, 30 yıl sonra bugün Polat Alemdar 'ın boğazladığı Amerikalılar ülkelerini işgal etmesin diye uğraşıyorlardı.
Belki de filmdeki Amerikalı'nın işaret ettiği gibi, şimdi Türklerle Kürtleri birbirine düşüren de, o gün sağcılarla solcuları birbirine kırdıran da onlardı.
Polat ve arkadaşlarının bunu anlaması 30 yıla ve 30 bin cana mal oldu.

Türk sinemasının inanılmaz sıçraması
"Kurtlar Vadisi Irak"ta gözü kara Polat'ın iki adamıyla Amerikan ordusunu dize getirmesi yürek ferahlatan bir palavra olabilir.
Ama Polat Alemdar 'ın Hollywood'u yüreğinden hançerleyeceği şimdiden belli gibi...
Sinema izleyici istatistikleri inanılmaz bir gelişmeyi haber veriyor:
Geçen yıl Türkiye'de toplam 28 milyon biletli seyirci vardı.
Bunların 11 milyonu yerli filmleri tercih etti.
Bu, yüzde 40 civarında bir Türk filmi seyircisi demekti.
Hollywood'un ezip geçtiği Avrupa'da (Fransa hariç) ulusal sinema seyirci oranı yüzde 10'larda geziniyor.
O yüzden yüzde 40'lık yerli film seyircisi, müthiş bir rakam...
Şimdi sıkı durun; çünkü daha da büyük bir rakam geliyor:
Geçtiğimiz ocak ayında yaklaşık 6 milyon seyirci sinemaya gitmiş. Bunlardan
5 milyonu Türk filmlerini tercih etmiş.
Yani oran yüzde 80'leri aşmış.
Ki, büyük seyirci çekeceği anlaşılan "Kurtlar Vadisi Irak" yeni vizyona girdi.
Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu "Şubatta toplam seyirci 10 milyona çıkacak, bunun 9 milyonu Türk filmi seyircisi olacak" tahmininde bulunuyor ve "Bu, Türk sinemasında bir Rönesans habercisidir" diyor.
Dedim ya, Polat Alemdar Amerikalıları asıl burada vuracak gibi görünüyor.

Polat Alemdar - Necati Şaşmaz
Can Dündar